Bir markanın tescil edilmesi, marka sahibine önemli haklar sağlasa da, bu hakların korunması ve sürekliliği için markanın aktif olarak kullanılması gerekmektedir. Marka tescili, sahibine belirli bir süre koruma sağlar, ancak bu sürenin sonunda markanın kullanımına dair ispat talep edilebilir. Bu, hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada geçerli bir zorunluluktur. Aksi halde, üçüncü kişiler markanın kullanılmaması gerekçesiyle iptal davası açabilirler.

Marka Kullanım Zorunluluğu

Bir markanın tescil edildiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde, o markanın ilgili sınıflarda aktif bir şekilde ticari hayatta kullanılması gerekir. Türkiye’de bu süre 5 yıl olarak belirlenmiştir. Diğer birçok ülkede de benzer süreler uygulanmaktadır. Eğer marka sahibi, tescilli markasını bu süre içinde kullanmazsa, markaya karşı “kullanılmamaya dayalı iptal davası” açılabilir.

Bu zorunluluk, sadece marka tescili yapılan ülke sınırları içinde değil, uluslararası tescillerde de geçerlidir. Markanın kullanılmaması, marka sahibinin tescilden doğan haklarını kaybetmesine ve markanın iptal edilmesine yol açabilir.

Marka Kullanımının İspatı

Markanın kullanıldığının ispatlanması, tescil sonrası süreçte önemli bir unsurdur. Mahkemeler veya resmi tescil kurumları, markanın kullanımına dair çeşitli deliller talep edebilir. Bu deliller arasında şunlar yer alabilir:

  • Fatura ve Satış Belgeleri: Markanın ticari faaliyetlerde kullanıldığını gösteren en önemli belgelerdir.
  • Reklam ve Tanıtım Çalışmaları: Markanın medya ve dijital platformlarda tanıtıldığını gösteren materyaller.
  • Ambalaj ve Etiketler: Markanın kullanıldığı ürün veya hizmetlerin üzerinde yer alan görsel kanıtlar.
  • Sosyal Medya ve Web Siteleri: Markanın online ortamlarda aktif olarak kullanıldığını gösteren kanıtlar.

Marka kullanımının ispatı, özellikle marka sahibi açısından doğabilecek olası iptal davalarına karşı etkili bir savunma aracı oluşturur.

İstisnai Durumlar

Bazı özel durumlarda, marka sahibinin markasını kullanmaması haklı görülebilir. Örneğin, ekonomik krizler, doğal afetler ya da markanın kullanımını zorlaştıran hukuki engeller gibi durumlar markanın kullanılmaması için geçerli sebepler olabilir. Bu gibi durumlarda, marka sahibi mahkemeye veya ilgili kuruma durumu bildirmeli ve bu özel şartları gerekçe göstererek, markasının korunmasını talep edebilir.